Yaşam Büfesinde “Net Pusula”

“…Büyüyüp gelişiyoruz ve bunlar bize uykusuz gecelere neden oluyor. Uykusuz gecelerde biz pusulalara bakıp neredeyiz  ve nereye gidiyoruz ? diye soruyoruz kendimize…Ya benim 1994 yılındaki uykusuz gecelerim ve zonalı gündüzlerim. Peki ya bir yıl sonra “Smell Of Success (SOS)” ile hissettiğimiz başarı ve beraberliğin hazzı !…Ege ve Atilla beylerin 2019 a bakışına ne demeli ? …”

 

Netgillerin genç kanadı 2018 de hızla büyüdü ve 2019 un zor koşullarına hazırlanırken “Pusula”ya önem veriyorlar

Merhaba

Yeni yılın ilk günleri sanki her yeri “süt liman” gibi gösterse de bunun gerçek olmadığını herkes biliyor. Bunu bilmek korkmayı değil hazır olmayı gerek kılıyor. Görmezden gelemezsin. Gözünü kapayıp kendine gündüzü gece yaparsan batarsın. Dünya dönüyor, sen ne dersen de ! Peki Ege bey ne diyordu bir ay kadar önce 2019 için ?

“…Türk ekonomisi çocuk gibidir, akşam 39 derece ateşle yatar, ertesi gün sokakta top oynar…“Böylesi değişken bir ekonomiye sağlam bir rota ile hazır mısınız ? Rotanızı çizerken pusulanıza güveniyor musunuz ?

Yazıma eklediğim görselde 22 Ocak günü Netgillerin yeni kanadıyla yaptığım toplantının açılışındaki sözlerimi görüyorsunuz. “Performans ve Disiplin” hedefli geçen yıla bakarken “48.12.06” beden ölçülerinin ifadesi olarak “kısmen başardık” diyorum. Bu yılın zor olacağını biliyoruz ve daha doğru bir rota ile başarı çıtamızı yükseltiyoruz. Çünkü zor yıllar öğretir ve 2019 de “öğrenirken üretmeyi, üretirken eğitmeyi, eğitilme” fırsatını zor yılın tehditlerinden arındırıyoruz. Bunu her zamankinden fazla istiyoruz. Çünkü, buna mecburuz. Ege bey 2018 yılı Türk ekonomisinin beş ana bileşenini “5” üzerinden değerlendirip Büyümede 1; İşsizlikte 2; Cari açıkta 3; Bütçe açığında 2 verip Enflasyonla mücadelede “0” puan vererek, açıkça başarısız bularak bu karne ile “Bütünlemeye Bırakıyor”. Kimi ? Her halde seni beni değil. Kimse üstüne alınmıyor. Kayınpeder damada bakıyor; damat… Bir zamanlar 45 lik bir plak almıştım. Adı “Arda’dan Masallar” idi. Ne zaman ki sorulan soruya verecek yanıtı bulamayınca küçük Arda “Aaa bak kuş uçuyor” diyordu. Yılın sonuna doğru bulaşıcı bir hastalık sardı ekonomimizi: Konkordato… Bunun da suyu çıktı. Adam tüm mal varlığını yurt dışına kaçırıyor. Londra’da sokak satın alıyor; ya da milyar dolarları alıp kaçarken “Borçlarını bize bırakıyor”. Tüm bunlar yetmezmiş gibi yeni bir 31 Mart vakasına kurban gitmek istemeyen otorite hiç istemese de enflasyon oranı kadar zam yapıyor. Görünen o ki 1 Nisanda heybedeki turpun büyüklüğünü herkes görecek. Ateşin yaktığını ve taşın sert olduğunu anlamak için alim olmak gerek değil. Sadece gözünü açsan yeter. Tüm bunları daha net gören Atilla bey daha acımasız sözcükler kullanıyor.

“…Türkiye’nin itibarı kalmadı. IMF siz bu iş yürümez. Kendini kanıtlamak zorunda olan genç bir futbolcu gibiyiz. Faiz indirmeyeceksin. Bütçenin fazla vermesini sağlayacaksın. Vatandaşın canını daha çok yakacaksın. Daha çok şirket batacak. Daha çok insan işsiz kalacak. Yapılamaz değil; yaparsın ve çok çok kan kaybetmeyi kabullenirsin. Çünkü delik büyük. Her yıl vadesi gelen 180 milyar dolar dış borç var. Cari açık her yıl ek 40 milyar dolar gerek. Üstüne bir de %5 büyüme istiyorsun. Sana 300 milyar dolar gerek. Sana bu itibarla bu parayı kim verir ? Nisanda zam furyası başlar. Tarımda ithalatın önü iyice açılır. İlaç bulunmaz olur. Karaborsa hortlar. İndirim baskısı artar. Bankalar baskıyla faiz düşürür. Dövize kaçış artar. Yeni bir dalga ülkeyi yine savurur…” Ne yapmalı ?

Rotasını sağlam kılmalı. Yönünü netleştirmeli. Seçimin zorunlu kıldığı populistliğe son verirken fazla can yakmamalı. Sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkılır karanlıktan aydınlığa desek de elbet ödenecek açık hesaplar var. Hem üretmeyeceksin hem de el parasıyla satın aldığın pastayı yemeden karnın doysun isteyeceksin. Varsa böyle bir üst sınır herhangi bir pusulada biz de görelim. Potansiyeli açığa çıkarmak için artık taşa toprağa, betona para gömmeyeceksin. İtibarın yerlerde sürünürken imaja, makyaja, gösterişe kaynak ayırmayacaksın. Demek ki pusulaya önem vereceksin. Kuzeydeki “set direction/yönü belirle” emrine uyup doğru kararlarla uyacaksın. Güneydeki “drive results/sonuçlarla yönet” emrine sıkı sıkıya bağlanıp “masraf/yarar” oranını artıracak “verimlilik artışı” eylemlerine gönülden destek vereceksin. Tüm bunları yaparken kanun ve kurallara uyarken inisiyatif almaktan kaçınmayacaksın ve pusulanın doğusundaki “creating edge/üst sınırı oluşturmak” konusunda yapılabilecekleri ve yapılması gerekenleri buluşturacaksın. Pusulanın bu üç yönünde üç emri söylemden eyleme geçirebilmek için “batı yakasındaki” son emir üzerinde iyi düşünmen gerektiğini bileceksin. Yaptıklarını, yapabileceklerini, yapmak zorunda olduklarını ve asıl önemlisi gerçekten yapmak istediklerini gösteren batıdaki dördüncü emre kulak vereceksin: “liberate potential/potansiyeli açığa çıkar“. İşte Kerem’in 2013 yılında sahnede doğaçlama olarak söylediği pusulanın dört yönündeki dört emre ait “kendini sorgulama” önerisi, uyarısı 2019 yılı için her zamankinden çok daha önemli olacaktır.

Sözün özü; Netgiller için 2019 yılı “Sürdürülebilir büyüme için verimlilik artışı” yılı olacaktır. Böylece yükselen başarı çıtası üzerinden sağlıkla, keyifle ve huzurla geçebilen Netgilli birey, Netgil ekibi ve Netgilin kendisi “Başarının Hazzı (Smeel Of Succes: SOS)” ile “Paylaşılan Değerlerin” ödülünü her zamankinden daha fazla kazanacak ve kariyer yolculuğunda emin adımlarla ilerleyerek geleceğinden güven duyacaktır.

Bu yılın zor koşullarında her birinizin uykusuz geceleri olmazsa, rahatlık zonundan, konfor alanından çıkamazsanız, her zaman yaptıklarınızla her zamankinden farklı sonuçlar alacağınızı umut ederseniz taşın sert olduğunu, ateşin yaktığını anlamanız zor olmayacaktır. Uykusuz geceleriniz olursa gün ağarırken pusulanın öğretilerini daha derinden hissedersiniz. Hırsınızın, başarıya erişme hevesinizin otomatik artışında ayda 50.10.10000 luk üç ölçüte ulaşmak sadece keyif ve gurur verecektir. Hele bir de zor koşulların bütünleştirici etkisinde takdir ve ödül her zaman sizinle beraber olacaktır açık ve aydınlık yollarda.

Siz yeter ki, isteyin: Yapabilirsiniz; yapmalısınız.

Öykücü