Yaşam Büfesinde “Hulusi & Hıdır”

“…SİZ VARKEN, NEDEN (SVN) ?…”Biz burada dururken elin adamını tee Çek’yadan neden getirdiniz ?Çekyalı Hulusi(1) köy grup teknisyeni ziraatçı Hasan’a “sana her ay yüz avro vereyim; senden istediğim tek şey gece kurduğun ışık tuzağındaki böcekleri güneş doğmadan toplayıp kavanoza koyman !” ve bizim Hasan kabul etmedi (Sarıgöl; 1996) < SVN1: Siz varken, neden Ciba tee Çekyadan Hulusi’yi getirdi (1996) ?…; Üniversite ve İhracatçı Birlikleri Sarıgöl’de toplantı yaptı; beş yüze yakın kişi katıldı ve Bağcı Hıdır söz aldı: “Sizden hayır yok; gidip Yunandan, İtalyandan öğreniyorum işin doğrusunu ve durum ortada: “Benim adım Hıdır, elimden gelen budur” (Sarıgöl 2018) < SVN2: Siz varken, neden Sarıgöllü Hıdır doğruyu bulmak için tee Yunanistan’a, İtalya’ya gidiyor ? (2024)…; Ahmetağalı Mahmut’u kelebek kovalamaktan vazgeçirdik (1996); peki ya sonrası <SVN3: Siz varken, neden Ahmetağalı Mahmut kelebek kovalıyor ? (1996)…; Gülbahçeli pamukçu kominist Ali “Sudan çıkan otlar başımın derdi” dedi ve Cibalı Alev çiftçi koşullarında çözüm buldu (beşlik teneke, iki yüzlük bidon, altılık çivi ve birazcık matematik): Herbigasyon (1990) ve sonrası <SVN4: Siz varken, neden Cibalı Alev pamukta sudan sonra çıkan yabancı otları kontrol etmek için sınırları zorlayan (ve aşan) herbigasyon ile riske giriyor ? (1990…>)… ve daha neler neler…< SVN t: Siz varken, neden ?…”

Tanrım bana doğruyu bulmak için “AKIL”; seçmek için “İRADE” ve sürdürmek için de “GÜÇ” ver… Bu yazımın başlığı : “SVN: Siz varken, neden ?” olmalıydı…
Çekyalı Dr.Hoppe, X.Ledru ile Sultana’yı başlattı. Çekyalı Doç.Dr.Hlucy fauna çalışması için Alaşehir-Sarıgöl’e geldi. Ankara’da Kongrede sunumumdan sonra bana sordular: “Biz varken neden getirdiniz elin gavurunu ? ” ve bugün (2024) Sarıgöllü Bağcı Hıdır neden doğruyu bulmak için tee Yunanistan ve İtalya’ya neden gidiyor; SVN siz varken, neden ? https://www.copcu.com/2022/05/15/yasam-bufesinde-iz-birakanlar/ (3)

Merhaba

Bu yazım güncelin etkisinde (örtü altındaki Sarıgöl bağları ve Basra Serisi yazılarım), geriye doğru bir zaman sarmalından ilişki yakalamak, sorgulamak ve öykülendirip arşive çıpalama çabasıdır.

Ana mesajı: “Siz varken, neden (SVN) ?” sorusudur.

Konuyu en basit şekliyle (bağlarda külleme hastalığı ile mücadele teknik talimatının zaman sınırlamasının örtü altında geçersizliği) çerçevelendirip kamu otoritesinin dikkatini çekerek “bu yetiştirme tekniğine uygun teknik talimatı oluşturmak”(2) için ihtiyacın önem ve önceliği ile bir adım attırmak için yola çıktım. Etkili olamadım. Üniversite hocalarımı (Prof.Dr.EO ve ND) devreye soktum; dar alanda paslaşmalardan, dertleşmeden öteye gitmedi. Pazarın yerel oyuncularıyla (ZO; TKK; İlçe Md.lüğü) görüştüm ve “herkesin halinden memnun olduğunu” ve bir arayışlarının olmadığını gördüm. Bu atalet belki de “umutsuzluk” nedeniyledir diyerek bu kez de bilinçli, deneyimli, orta yaşlı, bir üretici, bağcı aradım. Buldum: Sarıgöllü Bağcı Hıdır (4). Görüştüm. Söylediklerini sözcük sözcük kaydettim. Hıdır’ın bugün yurt dışına açılan çözüm arayışları ilk anda Çekyalı Hulusi‘yi ülkemize fauna araştırmaları için davetimize getirilen eleştiriyi aklıma getirdi. Daha sonra “Kelebek AvcısıAhmetağalı Bağcı Mahmut’un bağcılar gününde otoritelerin de olduğu konuklara dönüp “ziraat teşkilatımızın anonsları da var ama …” sözlerindeki sitemi düşündürdü. İşte tam bu noktada 1999 yılı Ağustos ayında ülkemde büyük depremin acıları yaşanırken İsviçre’de katıldığım IRM (Insecticide Resistance Management / Böcek ilaçlarında dayanıklığı yönetme) toplantısının ekskürsiyonunda (5) gördüklerimle efkarlanıp “Siz varken, neden ? dedirtti. ” Hiç ilgisiz gibi görünse de 2000 yılında ikinci global birleşme nedeniyle “kim öle kim kala” derdine düşmüş sahra gücünü “Seferberlikle Devşirme Güçler” haline çevirip Niğde patates alanlarına yönlendirdiğimde karşımıza çıkan kendi çabasıyla bilinçli üretici Cuma abinin “Kalibrasyon ve Fotosentez” ile farkındalığını geliştirme çabası da bu çerçevenin içinde girdi.

Bu yazımda ilk bakışta ilgisiz gibi görünse de temelinde aynı mesajı vurgulamaya çalışan üç ayrı video göreceksiniz. Bunlar:

  1. Niğdeli patatesci Cuma abinin “kalibrasyon ve fotosentez” anlatımı (2000);

(SVN)Toprağını nasıl bilinçli kullandığını anlatıyor Niğdeli patates üreticisi Cuma abi. Ustalık yolunda fotosentezi anlatarak bizi cezbediyor ve devamında hem kalibrasyona verdiği önemle hem de tavsiye dozundan daha düşük doz uygulamalarını eleştirerek çevresine işin doğrusunu anlatmaya çalışıyor

2. Ahmetağalı bağcı ve Sultanalı Cengaver “Kelebek Avcısı” Mahmut (1996)

(SVN )“Kelebek Avcısı” bağcı Mahmut kamu otoritesi Mahmut ve arkadaşlarına salkım güvesi ile mücadelede nasıl bağının mühendisi olduğunu anlatıyor. Aradan 28 yıl geçmiş Mahmut tekrar kelebek avcısı oldu mu acep ?

Otorite Mahmut, Kelebek Avcısı Mahmut’a teşekkür belgesini verirken aynen şöyle diyor: “Diyebilirim ki bizden bir adım öndesiniz !”
Çalışmamız (FST/Sultana) Mısır’a bile örnek oluyor ve promosyon uzmanı C.Yazeşian gelip çalışmalarımızı ve pazarın oyuncularını yerinde inceliyor

3. Sarıgöllü Bağcı Hıdır neden Yunanistan ve İtalya’ya gidiyor ? (2024)

(SVN) Bağcı Hıdır yurt dışı arayışlarıyla örtü altı üzümlerde bağının agromühendisi olma yolunda üniversiteden aradığını bulamıyor ve işe temelden başlıyor. Bağlarını söküyor. Uygun çeşitleri seçiyor. Amerikan asma anaçları kullanıyor. Çevresine örnek olmaya çalışıyor. (2024)

Fazla söze gerek yok; Niğdeli patatesçi Cuma, Ahmetağalı Bağcı Mahmut ve Sarıgöllü Bağcı Hıdır’ın 1996 dan 2024 e uzanan 28 yılda değişmeyen ve üçünün de ortak paydasında yer alan ana mesaj, niyet ve çaba nedir ?

“Ürününün agro mühendisi olabilmek”

  • Niğdeli halktan biri, küçük çiftçi Cuma bunu “kalibrasyon”la yapıyor ve fotosentezle de bilinç düzeyini yansıtıyor. Bunu yaparken tavsiye dozundan tasarruf yapmak için düşük doz kullanan komşu patatesçileri olası riskler konusunda uyarıyor.
  • Ahmetağalı “Kelebek Avcısı” bağcı Mahmut, kamu otoritesi Mahmut ve yerel teşkilat mühendislerinin olduğu “Bağcılar Günü”nde mühendisleşmesini anlatıyor. Bu aşamaya gelirken “İz Bırakanlar(3)“ın yarattığı “Özgüven”i de görüyoruz.
  • Sarıgöllü Hıdır, üzümleri örtü altına alınca üniversiteden yirmi dönüm bağını bağışlayarak teknik yardım bekliyor ve ilgisizlik sonucu bağının mühendisi olmak için Yunan ve İtalyan bağ(cı)larından medet umuyor.

Neden böyle oluyor ?

  • Bulunmaz bir araştırma fırsatı çıkmışken neden biri çıkıp da rahmetli Atıf Atilla gibi olamıyor ?
  • Kamu ataleti neden aşamıyor ?
  • Ve tüm bunlara karşın “gemisini kurtaran kaptan” olarak bireysellikte çırpınırken üretici 28 yılda bir arpa boyu yol gidemedi mi ?
  • Mahmut bizden sonra kelebek avına geri döndü mü ?
  • Hıdır, özveriyle öne çıktığı ve ilgisizliğe kurban olduğu “örnek bağ” beklentisini üniversitelilerden karşılayabilecek mi ?

Sözün özü; Ba’de harâbi’l-Basra. “Basra harap olduktan sonra” yani “iş işten geçtikten sonra” mı yetkili ve sorumlular konfor alanından çıkacaklar ? ve “Siz varken, neden (SVN) ?

Yol uzun, ömür kısa ve “yaşıyorsan bitmemiştir”…

Öykücü


(1) Çekyalı Hulusi : Doç.Dr.Milan Hlucy (BioCont Lab.Çekya), biz ona “Hulusi” derdik. Ancak o kafasına çuval geçtikten sonra harakiri yapmak yerine kariyerinde yükselip de utanmadan emreden sizin bildiğiniz kişi değildi. FST-Sultana Projesi fauna saptama çalışmaları için ülkemize geldi (1996). Yanında gavur ölüsü gibi ağır bir jeneratör vardı. Gecenin bir vaktinde mezarlığa yakın bir bağda ışık tuzağı kurduğumuzda elinde tüfekle köylüler bizi bastı, mezar hırsızı sandılar. İki hafta sonra ülkemizden ayrılmazdan önce köy grup teknisyeni ziraatçıya bir teklifte bulundu ve teklifi kabul görmedi. Bu basit çalışmayla Çekyalı Hulusi bağda salkım güvesi mücadelesinde yoğun olarak kullanılmakta olan organik fosforlu (çoklukla metilparation) ilaçlara karşı dayanıklı olan faydalı böceği (T.pyri) yakalayabilmek istiyordu.

Kongredeki sunumum ve oturum başkanı rahmetli Dr.Coşkun Saydam

Projemizi Ankara’daki kongrede sunarken katılımcı yerli ve milli araştırıcı ziraatçılar beni “biz burada dururken elin gavurunu neden getirdiniz ?” diye beni eleştirdi (1996) ve bugün 28 yıl sonra Sarıgöllü bağcı Hıdır, bölgemizin anlı şanlı üniversitesinden beklediği yardımı ve hatta söz verilen telefon görüşmesini bile alamayınca Yunanistan ve İtalya’ya neden gidiyor öğrenmek için ? https://www.copcu.com/2009/02/11/yasam-bufesindeki-profesorler-2-balondaki-adam/; https://www.copcu.com/2009/02/16/yasam-bufesinde-profesorler-1/

(2) Örtü altı üzümler için ayrı bir teknik talimat gerekli mi ? Bence gerekli; çünkü böyle olmasaydı örneğin sebzeler için açık alan (tarla) ve sera için ayrı talimatlar gerekmez ve hatta ayrı resmi tavsiye (etiket genişletme) çalışmaları istenmezdi.

(3) İz bırakanlar: https://www.copcu.com/2022/05/15/yasam-bufesinde-iz-birakanlar/ SFP (Small Farmers Projects / Küçük Çiftçi Projeleri) / FST (Farmer Support Team / Çiftçi Destek Ekibi): Sultana (Bağ) ve diğerleri (Sebze Sera: VIP1,2,3 ve 4; Malatya-Kayısı MAC; Bursa- Buğday ve Domates WIN&FIT): Dr.T.Hoppe; X.Ledru; H.Pfalzer; Dr.P.Newton; Doç.Dr.M.Hlucy; Dr.J.Ruegg

(4) Bağcı Hıdır: Kırk beş yaşında, üniversite mezunu; ayrıca bağcılık okumuş; ailecek üzüm yaşam kültürü içinde büyümüş, deneyim kazanmış; yeniliğe meraklı ve arayış içinde; otorite konu uzmanlarına yakın ve bağının bir bölümünü “örnek bağ” kursunlar diye fakülteye bağışlamaya ve tüm masrafları karşılamaya hazır. Beklenti içinde ve sessizlik sürecinde çözümü Yunan ve İtalyanda aramakta. Kimi çözümleri de bulmuş ve kendi koşullarına adapte etmiş. Bereket tüm bunlara rağmen bana göre, fesli kadir gibi “keşke Yunan galip gelseydi” demekten uzak yapıda yerli ve milli bir üretici…Bugün çok tereddüt ettim: 30 Ağustos ve Cuma… Acaba nankörlerin arkasında saf tutmam diye yedi sekiz yıl önce yine bir cumaya denk gelen 30 Ağustos hutbesinde “bi Atatürk diyemedin be hocam” diyerek yüksek sesli tepkiyle terk ettiğim camiye gitsem mi diye… ve yüreğim ve ruhum izin vermedi, ayaklarımı sürüdüm ve gidemedim.

(5) Ekskürsiyon: Bu sözcüğü ilk defa sınıf arkadaşım sevgili Yıldırım’ın (EZM68YG~1964) üşenmeden tee Tepecik’e kadar gelip de rahmetli babama “Farettin amca ekskürsiyon var, Mustafa’nın gitmesi, katılması gerek” diyerek sevgilimle buluşabilmem için babamın bana izin vermesine ikna etme çabasından anımsıyorum. Babam bakkal Farettin, acaba ne anlamıştı bu ekskürsiyon sözcüğünden… Peki neymiş bu ekskürsiyon ?

Yıldırım’la beraberliğim fakülteden sonra Polatlı ve Erzurum’da da samimi dostluk ve sevgilerle ailecek sürdü; sürüyor (…da yaşam gölünün karşı kıyısı görünürken kendi çekirdek ailemiz dışına erişmiyor fiziksel beraberliklerimiz). Ne kadar çok isterdim EZM68’in Eylül 2024 buluşmasında Yıldırım ve eşi Asiye ile Kuşadası’nda birlikte olmayı. Nasipten ötesi yok…
  • A short journey (Commugny-İsviçre bağlarında günü birlik inceleme ve yerel tatlarla bir öğle yemeği);
  • An excursion is a trip or visit to an interesting place, especially one that is arranged or recommended by (Dr.Sechser ve arkadaşları ile kasabanın ziraatçısı);
Dr.Sechser’le
ECPA (Lizbon) beraberliği
  • A journey taken for pleasure; “many summer excursions to the vineyards”; “it was merely a pleasure trip; sashays into the field (Dr.Maag’ı satın alınca Nogillerin Commugny’de ikinci bir deneme çiftliği oldu ve yakın çevresindeki bağlara gittik. Bir tepenin üstüne çıkıp aşağıdaki bağlara baktık ve kasabanın ziraatçısı…);
  • If you describe an activity as an excursion into something, you mean that it is an attempt to develop or understand something new that you have not experienced before (Ziraatçının önünde birkaç metre kare büyüklüğünde dikdörtgen, eğimli bir metal platform üstünde yağmurdan camlı bir muhafaza içinde korunmuş aşağıdaki bağ-bahçenin krokisi ve parsel numaraları ile ziraatçının elinde bir liste…);
  • An idea generation technique to force discontinuities (kapalı ortamdaki IRM anlatım ve tartışmalarına verilen teneffüs) into the idea set Excursions consist of three generic steps:
    • 1.Step away from the task (IRM’den sıyrılma);
    • 2.Generate disconnected or irrelevant material (Bağların gelmiş geçmiş tüm şeceresini gösteren kayıtlar);
    • 3.Force a connection back to the task (…ziraatçının elindeki listede her parselin ilaçlama tarihleri ve zararlı ile bulaşıklık oranları (ki hiç biri yüzde birden yukarıda değil) ve sonuçların oluşumundaki etkenlerin açıklamaları (IRM’a dönüş) >>> Ve “Onlar varken, bravo !!!”
Kimdir onlar ?