“…Genç bir çiftçi hayatında ilk defa New York’a gitmişti. Gökdelenlerin yüksekliği ve insanların çokluğundan şaşkına dönmüştü. Kalabalık bir bulvarda yürürken, kulağına tanıdık bir cırcır böceği sesi geldiğini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. Evet, bu bir cırcır böceğiydi. Ses büyük bir mağazanın önündeki çalıların arasından geliyor gibiydi. Bunun üzerine bu büyük çalı kümesine yönelip bakınmaya başladı. Bir mağaza görevlisi dışarı çıkıp “Yardımcı olabilir miyim ?” diye sordu. “Hayır, teşekkür ederim” dedi genç adam. “Sadece şurada bir cırcır böceğinin sesini duyduğumu sandım.” “Hayır” dedi görevli, “New York’ta bulunmaz.” Genç çiftçi cırcır böceğini buluncaya kadar cırtlak sesi takip etti, onu buldu ve eline aldı. Genç adam bu çalının önünden her saat binlerce insan geçmesine karşılık cırcır böceğini duyanın bir tek kendisi olmasına şaşırmıştı…”
Merhaba
Yeni yıldan ilk seslenişim Netdirekt kafeteryasından. Yazdan kalma bir gün. Güneş parlak; havada bırakın kışı sonbaharın serinliği bile yok. Dün Kısıkköy’den dönerken, bugün Kemalpaşa’ya giderken yoğun sis İzmir için pek olağan değilse de cırcır böceklerinin seslerini duyduğuma göre her şey iyi başlıyor gibi yeni yılda. Yılbaşı akşam bizde 13 Copcu Plus (Nato) olarak güzeldi; doyumluydu. Zaman zaman Ümit yeni televizyonun Smartlığını test ederken 86 da AO hocanın müridelerini gösterip grubu tepkiselleştirse de o gece ve sonrasında gün mükemmeldi hepimizi için. İnşallah 2013 tümüyle benzer beklentileri şekillendirecek fırsatlarla algılarımızı oluşturur. Duyduklarıma ve gördüklerime bakınca buna tüm kalbimle inanıyorum.
Yazımın girişinde genç çiftçinin kırlarda hep duyageldiği cırcır böceği sesini kalabalık şehirde de duyması öyküsünün devamını bilinen küçük bir testi de yazarak mesajı vurgulayacağım. Bu öykünün uyarısıyla 2012 algılarımdaki seçiciliklere bakıyorum ve neler görüyorum: Her oto değişiminde olduğu gibi geçen yıl da algıda seçiçiliğimi ilk belirleyenin yeni otomun güzellikleriyle C4 olduğunu görüyorum. Hemen ardından farklı sektörlerin çalışanlarıyla ve genç, meraklı, öğrenme heveslisi Utku beraberliğinde çıktığım SSTC Ustalık Yolculuklarının yinelenen hazırlık süreçlerinden olsa gerek ki hemen her hazırlığımda daha bir fazla SSTC algılarımı görüyorum. Bu nedenle 2012 nin son günlerine doğru özel amaçlı yaptığım bir okul ziyaretinde de yine SSTC prensiplerine odaklandığımı görüyorum.
Bu da yetmiyor ve bu kez 24 Temmuzdan bu yana aralıksız ve düzenli süren NET MOTES toplantılarımda da hep SSTC den yararlanarak gündem oluşturduğumun farkına varıyorum. MOTES’lere gerek SMART’a göre hazırlıklarıma gerekse MOTES’lerde AIDA’a göre yaklaşımlarıma baktığımda sürekli SSTC çerçevesinde davrandığımı anlıyorum. Kanıma işlemiş bir kere SSTC ve inancın gücüyle mesajlarımı bu prensiplerle daha kalıcı kılmaya çalıştığımı hissediyorum.
Sahip olduğum bu kişisel alt yapı ve kendimi disipline ettiğim bu sistemle 2013 yılındaki seçici algılarımı yine SSTC kapsamında “yüksek performanslı ekipler” ve “performans yönetimi” ya da kurumsal sözverişler için ISO yolculuğunun yeni öğretilerinde “ilişki yönetimi” gündemimde olacaktır. Sözü bu kez kısa keseyim ve yılın başlangıç umutlarını hep koruyarak “değerleri ölçülebilir kılıp” yönetmelerine yardımcı olayım ve gelişim, değişim ve dönüşüm yolculuklarını etkili kılmada yanlarında olmaya çalışayım.
Yeni yılın artan umutlarla 2012 den daha çok fırsatı barındırdığına inanıyorum ve öğrenme, ustalık yolculuklarının hep aydınlık yollarda geçmesini diliyorum. Yazımın girişindeki öyküyü tamamlayıp yazımı bitireyim.
“…Genç bir çiftçi hayatında ilk defa New York’a gitmişti. Gökdelenlerin yüksekliği ve insanların çokluğundan şaşkına dönmüştü. Kalabalık bir bulvarda yürürken, kulağına tanıdık bir cırcır böceği sesi geldiğini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. Evet, bu bir cırcır böceğiydi. Ses büyük bir mağazanın önündeki çalıların arasından geliyor gibiydi. Bunun üzerine bu büyük çalı kümesine yönelip bakınmaya başladı. Bir mağaza görevlisi dışarı çıkıp “Yardımcı olabilir miyim ?” diye sordu. “Hayır, teşekkür ederim” dedi genç adam. “Sadece şurada bir cırcır böceğinin sesini duyduğumu sandım.” “Hayır” dedi görevli, “New York’ta bulunmaz.” Genç çiftçi cırcır böceğini buluncaya kadar cırtlak sesi takip etti, onu buldu ve eline aldı. Genç adam bu çalının önünden her saat binlerce insan geçmesine karşılık cırcır böceğini duyanın bir tek kendisi olmasına şaşırmıştı.
Bunun üzerine küçük bir deneme yapmaya karar verdi. Elini cebine atıp bir çeyreklik çıkarı ve havaya attı. Paranın kaldırıma vurduğu anda, düşen parayı aramak için yürümekte olan yirmiyi aşkın yaya durdu !
Psikologlar, genç adamın şahit olduğu durum için “Algıda Seçiçilik” derler. Anlamı da belli şeyleri duymak, belli şeyleri duymak için kendimizi eğitmemizdir. Gökyüzüne bakıp kuşları algılayın; kırlara gidip çiçekleri algılayın; çocuklara bakıp saflıklarına, güzelliklerini algılayın; ağaçlara bakıp dallarını, yapraklarını algılayın. Hayvanlara bakıp doğallıklarını algılayın; insanlara bakıp güzelliklerini algılayın. Algıladığınız sadece para sesi olmasın.
Selam ve sevgilerimle yeni yılın tüm güzellikleri sizin aydınlık yollardaki algılarınızla şekillensin; her şey gönlünüzce olsun.
Öykücü